SINAV SÜRESİ BİTMEK ÜZERE
Kainatın yegane sahibi yüce Allah, emri altındaki varlıkların içinde insanoğlunu muhatap kabul etmiştir. Ona konuşma, düşünme, iyiyi kötüyü birbirinden ayırt edebilme kabiliyeti vermiştir.
İnsan iman dairesine girdikten sonra o dairedeki tüm emirlere uymak zorundadır. Sonunda ceza veya mükafatın olduğu yolda insan, bu şuurla yaşamalıdır. “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et”.(Hicr 99) ayetinde rabbimiz ibadet etmede gevşeklik yapmamamızı, ara vermememizi bizden istemektedir. İbadet etmeyi tüm hayatımıza yaymalıyız. İbadetlerimiz sadece belli gün ve gecelere has olmamalıdır. Kulluk yirmi dört saat geçerlidir. Onun için günün tüm saatlerinde kime kul olduğumuzu unutmadan yaşamalıyız. Ölümün ne zaman geleceği de belli değildir. Onun için insan rabbine olan kulluk bilinciyle hareket etmelidir. Sınav devam ediyor başlangıç buluğ çağı, bitiş ise ölümdür. Bu sürenin ne kadar olduğunu yüce Allah’tan başkası bilemez. Rabbimiz sınava tabi tutmadan önce soruların cevaplarını elçilerle yollamıştır. Elçiler, gönderildikleri topluma tüm soruların cevaplarını vermiştir. Dolaysıyla önümüzde hem sorular hem de cevaplar var.
Dünya yükü tatlıdır bedeli de ağırdır. Bedeline katlanmayacağımız yüklerin taşıyıcısı olmayalım. Dünya hayatı, ahiret hayatını kazanmamız için bize verilen bir fırsattır. Dünya hayatı Allah’ın isimlerinin tecelli ettiği yerdir. Ahiretin tarlasıdır. Ahiret hayatı bu dünyada kazanılır veya kaybedilir. Bu yünüyle de imtihandır. İnsanın nefsine hoş gelen yönü vardır ki bu yönü çirkindir. İnsan dünya hayatının sadece nefse hoş gelen yönüne ve geçici lezzetlere aldanıp asıl yurdu olan ahiret yurdunu unutuverir. Allah rasulü (s.a.v.) bir hadiste zaman geçtikçe insanların dünyaya bağlandığını ve ölümü hatırlamak istemediklerini şöyle dile getiriyor.
Rasûlullah (s.a.v.), "Siz o gün kalabalık, fakat selin önündeki çerçöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın gönlünden sizden korkma hissini soyup alacak, sizin gönlünüze de vehn atacak." buyurdu. Yine bir adam: "Vehn nedir ya Rasûlullah?" diye sorunca: "Vehn, dünyayı (fazlaca) sevmek ve ölümü kötü görmektir." buyurdu. ( Ebu Davud, Melahim, 5) İçimizde “vehn” yani dünya sevgisi olduğu sürece sayıca fazla olmamız hiçbir şey ifade etmez hiç kıymeti olmaz. Bir gün mutlaka buradan göçeceğimizi başka diyara gideceğimizi bildiğimiz halde dünya ile bağımızı koparmak istemiyoruz. Hz. Ali (r.a.) “Dünya arkasını dönmüş gidiyor, ahiret ise yönelmiş geliyor. Bunlardan her ikisinin de kendine has evlatları var. Sizler ahiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayın. Zira bugün amel var hesap yok, yarın ise hesap var amel yok.” (Buhari). Bir gün bizim feryatlarımıza kulağını kapatan dünyayı, bir an önce kalbimizden çıkaralım. Bize verilen bu zaman dilimini Allah’ın razı olduğu şekilde geçirelim. Hesabını verebileceğimiz bir hayat yaşayalım. Dünya hayatı ahireti kazanmamız için bizlere açılan bir kapıdır. O kapı iki yere çıkıyor. Biri cehennem çukurlarına, diğeri de cennet bahçelerine. O kapıyı doğru anahtarla açarsak sonu ebedi huzur ve mutluluk olur. Ama yanlış anahtarla açtığımız taktirde kapının diğer tarafı bizim için cehennem çukuru olur. O kapının cennet bahçelerine açılmasının tek çaresi ise rabbimize karşı doğru bir kulluktur. Rabbimiz ayette “Ve de ki: Gerçek, rabbinizden gelendir. Artık dileyen iman etsin dileyen inkâr etsin”. ( Kehf 29) buyuruyor. İman edenleri büyük bir saadet beklerken, iman etmeyenleri de büyük ve sıkıntılı bir hayat bekliyor. Acele edelim sınav süresi her an bitebilir.
Rabbim! Bizi, dünya imtihanını kazanan ve ilahi rahmete kavuşanlardan eylesin. Amin.