ÖFKEMİZ GÜNAHA MI GÜNAHKARA MI?
“Bir genç Hz. Peygamberimize gelerek: "Yâ Rasûlallah!, bana zina yapmam için izin ver" dedi. Orada bulunanlar gencin üzerine yürüyerek onu ayıpladılar ve onu susturmak istediler. Onların aksine, Hz. Peygamber (s.a.v.), " O genci Bana getirin" dedi. Şefkatiyle önce genci dinledi sonra; "Bu fiilin annene yapılmasını ister misin?" diye sordu. Genç: "Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Elçisi! Asla (istemem)" diye cevap verdi. Hz. Peygamberimiz: "(Başka) insanlar da anneleri için bunu istemezler" dedi. Daha sonra, "Kızın için kabul eder misin?", "Kız kardeşin için.", "Halan için.", "Teyzen için bunu ister misin?" diye sordu. Her defasında, hayır" cevabını alınca, Hz. Peygamber (s.a.v.) de, "Diğer insanlar da buna razı olmazlar" dedi. Sonra elini gencin göğsüne koyup, "Yâ Rabbi bu gencin günahlarını affet, kalbini pak et, iffetini muhafaza et" diye dua etti.. Genç ondan sonra böyle hiçbir menfi eğilim göstermedi, zinaya asla yaklaşmadı. (Müsned, 5: 256. 25)
Hz. Peygamber gibi, şahit olduğumuz olaylarda tüm olumsuz durumlar karşısında bile sakinliği ve metaneti korumak bize çok şey kazandırır. Günahlar karşısında empati yapmak bizi o günahı işlemekten korur. Örneğin gıybetini edeceğimiz, iftira atacağımız, gizli hallerini ifşa edeceğimiz kişinin yerine kendimizi koyarsak o çirkin fiillerden uzak dururuz. “Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma” bilinciyle hareket edersek yüreğimizde açan sevgi çiçekleri çevremize de güzel kokular verir. Mümin, hz. Peygamber tavrıyla hareket etmelidir. Bazen aleyhimize seyir eden olayların bile seyrini değiştirmek o durum karşısında vereceğimiz tepkiye bağlıdır. Kızmak veya şiddete başvurmak hiçbir çözüm getirmez, aksine etrafımızdakilerin de dağılmasına neden olur. Din kardeşimizin ıslahı için dua etmeli ve onu kazanmamız için çaba sarfetmeliyiz. Yüce Allah hz. Peygamber’e hitaben “Eğer kaba, katı kalpli olsaydın, hiç şüphesiz etrafından dağılır giderlerdi”. ( Ali İmran 159 ) Hz. Peygamber, yumuşak huylu, güler yüzlü, olduğu için etrafındakiler hiç eksilmedi. O’nun sohbetlerinde yetişenler günden güne artarak İslam’a büyük katkıları oldu. Bu ayette biz inananlar için de öğütler vardır. Müslüman katı kalpli, kaba, asık suratlı biri olmamalıdır. Kalbin fatihası, tatlı dilli, güler yüzlü olmaktır. Kalp öyle gizemli bir kapıdır ki kendisini sadece tatlı dile, güler yüze açar. Önce kendi kalbimize gülelim. Güller ekelim. Daha sonra o gülleri çevremize dağıtalım.
Allahım! İsmin anıldığı zaman ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten, asık suratlı olmaktan sana sığınırız. Amin.