NAMAZ
Zaman hızla akıp giderken fani alemin insanı, ebedi olma arzusunu hiç kaybetmedi. Hayat serüveni devam ettiği süre içinde asli vazifelerinin farkında olanlar o vazifelerini hiç aksatmadı. Farkında olmayanlar ise; aksattı Rabbine karşı asli görevlerini. Örneğin namaz ibadetini ele alalım mümin bu ibadeti; kimi zaman tembellik etti kılmadı, kimi zaman da özen gösterdi kıldığı namazlara.
İnanan insan abdestle işe başlar ibadetin kapısını aralamaya. Niyet getirir üzerinde durduğu seccadeye bakarak. Allahuekber der el bağlar. Huzuruna yaradanın, durur kusurlu ve mahcup bir şekilde. Nefis ve şeytanı devre dışı bırakır. Alemlerin Rabbi olan Allah’a hamdeder. Yüce rabbini en güzel vasıflarla övmeliydi namazda. Mümin; “Rabbim ben yalnızca sana ibadet ederim ve yalnızca senden yardım dilerim. Senden başkasına eğilmem tüm benliğimi sana verdim. Madem ki sen bana şah damarımdan daha yakınsın (Kaf 16.) o zaman ben de sana bir namaz kadar yakın olayım. Günlük maddi ve manevi temizliğimi beş defa yaparak kulluğumu tazeleyerek huzuruna gelirim” der. Nefsi kulağına fısıldadar bak sen de dimdik durdursun senin de bir gururun olmalı deyince mümin eğilir rükuya o kapıyı yüzüne kapatır nefsin. “Sübhane rabbiyel azim” der. Ben, beli bükük acizim sen ise azim ve yücesin. Bak senin huzurunda eğildim iki büklüm oldum. Rabbim, sen övgülerin en yücesine layıksın der. Tekrar kalkar ve şeytan ensesinde ona şöyle der bak gördün mü? Hemen de kalktın yeter bu kadar. Hem Allah’ın övgüye ve namaza ihtiyacı yok hadi gel artık. Ama mümin buna yönelmemeliydi. Susması için secdeye varır hem de bir değil iki defa. İlk secdede tadar Rabbi’nin huzurunda eğilmenin ve bükülmenin mutluluğunu. Ondan dolayı bir daha alnını secdeye koyar. Rabbini hissetmeliydi manen. Çünkü Rabbine en yakın halin secde olduğunu rahmet elçisi hz. Peygamberden öğrenmiştir. “Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!”(Müslim, Salât 215. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 148; Nesâî, Tatbîk 78)
Mümin, secdede Rabbi’nin yakınlığını hisseder. Sonra tekrar başını kaldırır. O yüce divanda diz çöker oturur. Hz. Peygamberin diliyle Allah ile muhabbet eder. O’na bütün tahiyyat ve tayyibat ile hamdu senalar eder. Ve artık vakti gelmiştir ayrılığın. Hoş bir sedayla mümin selam üzere ayrılır huzuru ilahiden. Bir sonraki namaza kadar Rabbi’nin Selam ismine sığınır selamette kalır. Mümin günde beş defa ilahi huzurda acizliğini, zaafiyetini, faniliğini ilan eder. Namazın anlamı kişinin günde beş vakit seksen defa secdede Rabbiyle buluşması ve yakınlaşmasıdır.
Namaz kılmak tüm aleme, Allah’ın yegane ve tek ilah olduğuna şahitlik etmektir. Kurtuluşa ermektir namaz kılmak. Her rüku ve secdede dünyevi bir zincirden kurtulmak ilahi bir rahmete doğru yol almaktır. Nefsani istek ve arzularına sınır koymak elinin tersiyle arkaya atmanın adıdır namaz kılmak. Namaz kılarken mümin, yine bir vesveseyle irkilir. Bu, daha önceki vesveselere hiç benzemezdi. İlahi kelamdan bir ayet takılır zihnine. “Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki” (Maun 4.) ayetini derin derin düşünür. Daha önce hiç düşünmemişti “acaba namaz beni arındırdı mı”? diye. Sorgular iç aleminde kılmış olduğu namazları. Boşa gitmemeliydi bunca secdeler ve rükular. Sahi Rabbi ona ne demek istiyordu. Nasıl anlamalıydı bu ilahi ikazı. Sonra baktı ki Kur’an ona aradığı cevabı vermiş. “onlar namazlarını ciddiye almazlar, onlar namazlarıyla gösteriş yaparlar. ( maun 5-6.) ferahlar derin nefes alır. Adeta kor ateş gibi içine düşen vesvesenin üzerine su serpilmişti. Dikkat etmeli mümin; namazına, rükuuna, secdesine. Hiçbir beşeri arzu ve istek girmemeli onunla namazı arasına. Kıldığımız namazlar bizi kılmalı. Öncelikle insan kılmalı. Mümin kılmalı, merhametli kılmalı. Bizi Tüm hata ve noksanlarımızdan berii kılmalı. İşlediğimiz her bir hatanın tövbesi olmalı namaz. Kıldığı namaz , insanı tüm kötülükten ve fenalıktan arındırmalı. Kişiyi pak, saf, berrak ve duru etmeli. Mümin “hiç şüphesiz namaz hayasızlıktan ve kötülükten (insanı) alıkoyar. (Ankebut 45.) ayetini de asla unutmamalı.
Allah’ım kıldığımız namazlarla arınmayı, tüm kötülük ve fenalıklardan kurtulmayı bizlere nasip eyle. Amin.