KAÇ TAKİPÇİMİZ VAR?
Yeryüzünde insanoğlundan başka (cinler hariç) ilahi mesajla muhatap olan hiçbir canlı yoktur. İnsan, ölene kadar Allah’a kulluk etmekle vazifelidir.(“Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” Hicr 99.) Bununla beraber kendisini bekleyen birçok tehlikeler vardır. Gelişen şartlar insanı biraz daha dünyaya bağlıyor. Ahiret hayatı ve hesap verme bilinci biraz daha geride kalıyor. Teknoloji geliştikçe insan rabbiyle olan iletişimini güçlendirmesi gerekirken ne yazık ki bu şartlar onu biraz daha rabbinden uzaklaştırıyor. Yüce Allah tüm imkanları, O’na daha iyi yaklaşıp kulluk edelim diye bizlere sunar. Fakat verilen bu imkanları yerinde kullanmazsak, bu nimetler bizi Allah’tan uzaklaştırır. Dünyanın cazibesine kapılıp gerçeklikle hiç bir alakası olmayan sanal bir ortamın kurbanı olmayalım. Ebedi bir beğeni almak ve sevilmek istiyorsak ihlas kalesinde ibadet edip düşman silahına karşı takva kalkanını kullanmalıyız. Şartlar ne olursa olsun önümüze çıkan her bir fırsat bizi biraz daha Allah’a yaklaştırmalıdır.
Gelişen sanal alemin içinde insan da payına düşeni almaktadır. İnternetin ön planda olduğu bu dönemde sosyal medya yoluyla takipçi kazanma isteği şahlanış dönemini yaşamaktadır. İnternete hapsolan birinin en büyük arzusu, sosyal medyada yaptığı paylaşımların beğenilmesi ve takipçi sayısının artmasıdır. Maalesef müslüman kulluk bilincini geri planda tutmuş, tek vazifesinin sadece dünya olduğuna inanmış gibi bir hayat sürüyor. İnsan sanal mecrada kendisini takip eden bir kitle ile övünüyor. Halbuki bunlar ölüm denen hakikatin önüne engel olmuyor. İnanan kişi, kendisini takip eden kainatın sahibi tek yaratıcı olan yüce Allah’ı unutmaz. Sadece yüce Allah bize değer verir, doğru yolu gösterir. Elimizden tutar. Sadece O, bize teknoloji aletler olmadan bir sürü mesaj göndermiştir. Yeter ki ahiret mobil verimizi açalım. İşte o zaman yüce Rabbimizin tüm mesajları bizlere iletilecektir. Dünya mobil verimizi kapatıp ahiret mobil verimizi açarsak bizi takip edenlerin farkında olacağız.
Bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.v.) “Ölen kimseyi peşinden üç şey takip eder: Ailesi, malı ve yaptığı işler(ameli). Bunlardan ikisi geri döner, biri ise kendisiyle birlikte kalır. Aile çevresi ve malı geri döner; yaptığı işler (ameli) kendisiyle birlikte kalır.” (Buhari, Rikak 42; Müslim, Zühd 5) İnsan, yeryüzünde kendisini takip ettiğine inandığı mal mülk, akraba, eş, dost, arkadaşın takibini ölüm denen misafir onun kapısını çalınca gerçek yoldaş olmadığını anlar. Bunların hepsi anca kabir kapısına kadar eşlik eder. Kabre girip üzeri toprakla kapatılınca işte o zaman insan gerçek takipçisinin dünyada yaptığı amel olduğunu anlar. Eğer o ameller kendisini yaratan yüce varlığın razı olduğu amellerse takipçisi onu kurtarır. Ona güzel bir arkadaş olur. Ama eğer Allah’ın razı olmadığı amellerse işte o zaman pişmanlıklar başlar. O kötü ameller kendisine kötü bir yoldaş olur.
İnternetimiz kapalı olduğunda bize sosyal medyada mesaj atan veya bizi arayıp ta ulaşamayanlar vardır. Daha sonra interneti açınca aramaları ve mesajları görürüz. Mesaj sahipleriyle iletişime geçeriz. Bizi mükemmel bir şekilde yaratan ve bize sınırsız iletişim kurma kabiliyeti veren yüce Rabbimize karşı algılarımızı kapatırsak O’nun mesajlarını nasıl görebiliriz? O’nunla nasıl iletişime geçebiliriz? Dünya algılarımız açık olduğu kadar ahiret algılarımız da açık olmalıdır. Çevremizdeki tüm varlıklarla iletişim kurduğumuz gibi Rabbimizle de iletişim kurmalıyız. Bize bu kadar iyiliği dokunan ve bizi sayısız nimetlerle donatan yaratıcıyla hiç iletişim kurmadan bu ömrü tüketirsek yazık olmaz mı? Kişinin ameli onun arkadaşıdır. Kim kötü biriyle ebedi bir arkadaşlık kurar? O zaman güzel ameller işleyerek ebedi bir arkadaşı kazanalım.
Rabbim! Sana yaptığımız ibadetimizi ve amelimizi kabirde bizlere hayırlı birer arkadaş eyle. Amin.