“HOŞ GELDİN EY KUR’AN AYI”
Yüce Allah’ın kainatta sayısız nimetleri vardır. Bu nimetlerden biri de on bir ayın sultanı olan ramazan ayıdır. Ramazan ayının kıymetini rabbimiz takdir etmiştir. Bu ayı diğer aylardan değerli kılan hiç şüphesiz Kur’an’ın yeryüzüne nazil olmasıdır. Mümin, ramazan ayına vermiş olduğu değeri şöyle ifa etmelidir; Kur’an’a ayrı bir özenle yaklaşıp her bir sureyi kendisine yeni nazil olmuş gibi okumalıdır. Yüce Allah’ın yeryüzüne ilk mesajı olan “Oku” emrini böyle yaparak yerine getirmiş olur. Kur’ân’da adı geçen ve değerine vurgu yapılan tek ay ramazan ayıdır. Orucun farz olduğunu bildiren âyetlerin ardından ramazanın insanlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayıran Kur’an’ın indirildiği ay olduğu belirtilir ve bu aya ulaşanların oruç tutması emredilir (Bakara 185). Hak ile batılı birbirinden ayıran bu kitap bizi de batıldan uzaklaştırmalıdır. Biz orucu tutarken oruç ta bizi tutmalıdır. Günaha, isyana, şeytana karşı bize kalkan olmalıdır.
İslam’ın nuruyla tüm kainat aydınlandı. İslam’ı kabul eden gönüllerimiz de masivadan arınıp aydınlanmalıdır. Ehli iman olduğu halde hayatı islam ile Kur’an ile yakından alakası olmayan nice insanlar manen büyük bir karanlık içindedir. O karanlıktan kurtulmanın tek yolu ilahi sese kulak verip gereği gibi yaşamaktır. “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” (Bakara 183.) Allah’a karşı gelmekten sakınmak ve kulluk vazifesini ihmal etmeden bilinçli bir şekilde ibadete sarılmak bir mümin için en önemli gayedir.
Ramazan ayı, dünya kirlerinden arınıp ahiret güzelliklerine hazırlık yapmak için rabbimizin bize verdiği büyük bir hediyedir. Yüce Allah gönderdiği elçiler ve kitaplarla insana rehberlik eder. Rehberi Kur’an olanın yolu cennete çıkar. Bu ay müminlerin, imanını kuvvetlendirdiği Kur’an’a olan bakışını yenileyip onu bir ömür diri tuttuğu bir zaman dilimidir. Gün boyu açlığa sabırla dayanan nefis, iftar vaktinde önündeki nimetlerin sahibini tanır, ona tüm benliğiyle teslim olur. Diline, beline, aklına sahip çıkar. Adeta midesini yeme ve içmeden koruduğu gibi tüm organlarını da günahlardan korur. Ehli iman, bir ömür kendisine rabbi tarafından yasaklanan amellere bulaşmamak için sabrederek günah işlememe orucunu tutmuş olur. Gecesi ve gündüzü ayrı bir anlam içeren ve ibadet yüklü bu ayda tüm bunlardan mahrum olmak aklı selime muhalif bir davranıştır. Mümin, ramazana Kur’an’ı anlama ve yaşama ayı olarak bakıp ona göre hareket etmelidir. Kur’an insana inancı doğrultusunda bir hedef belirler, onun karanlıkta kalmasına çıkmazların içinde bocalanmasına engel olur. Rahmetin yağdığı bu zaman diliminde rahmetten mahrum olmamak için rabbimizin razı olacağı ameller işlemekle vazifeliyiz.
Kur’an kendisine tabi olanların zihniyetini değiştirir. Yönünü dünyadan ahirete çevirir. İnsana, iradesine sahip çıkma kabiliyeti verir. İradeleri merhametle eğiten, insanı rabbine yaklaştıran ve ibadetleri ihlas hamuruyla yoğuran ramazan ayı bir mümin için çok değerlidir. Fedakarlığın, yardım ve birlikteliğin zirvede olduğu bu müstesna zaman diliminde uyuyan gönüllerimizin bir an önce uyanması için gayret göstermek en büyük gayemiz olmalıdır. Bu ay nelerden vazgeçeceğiz? Ramazan ayı demek sadece orucu bozacak yeme içmeden vazgeçmek midir? Mümin Allah için bu ayda yeme ve içmeden uzaklaşır. Rabbinin emrine uyar. Bununla beraber eski kötü alışkanlıklarından da vazgeçmelidir. Yeni ve tertemiz bir sayfa açarak güzel amellerle doldurmak bizim elimizdedir.
Allah’ım! Bu mübarek ayın ve Kur’an’ın hürmetine islam alemini her türlü semavi ve arızi bela ve mûsibetlerden muhafaza buyur. Tüm islam aleminin ramazan ayı mübarek, yapılan tüm ibadetler makbul olsun. Amin.