DÜNYA HAYATI BİZİ ALDATMASIN...
İnsan, yaratılanlar içinde mükemmel bir varlıktır. Dünya ve içindeki herşey onun hizmetine verilmiştir. Fani alemin bir ferdi olan insan ahiretin yolcusudur. İlk durağı da dünyadır. Dünya çok cazibedar, insan da bu cazibeye mübteladır. Yüce Rabbimiz dünyanın cezbedici hallerini şöyle sıralamıştır. “Nefsânî arzulara, (özellikle) kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, soylu atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere düşkünlük insanlara çekici kılınmıştır. İşte bunlar dünya hayatının geçici menfaatleridir. Hâlbuki varılacak güzel yer, Allah’ın katındadır.”1 Yine başka bir ayette bu dünya hayatının geçici olduğu, ahiretin de ebedi olduğu hakikati şöyle geçmektedir.“Bu dünya hayatı geçici bir faydalanmadan ibarettir. Ahiret ise, devamlı olarak durulacak yerdir.”2
Dünya, insan ile ahiret bir arasında köprüdür. Köprüde ikram edilenlere aldanıp o köprüyü sahiplenmek, oradan hiç gitmeyecekmiş gibi davranmak hiç de akıl karı değildir. “Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Elbette ahiret yurdu, takva sahipleri için daha hayırlıdır. Hala aklınız başınıza gelmeyecek mi?” 3 ayetiyle yüce Rabbimiz bizleri dünya hayatının geçiciliği konusunda uyarmaktadır.
Her oyun ve eğlencenin elbette sonu gelecektir. Dünya hayatının oyun ve eğlencesine aldanıp asli görevini ihmal edenlerin pişmanlıkları telafisi mümkün olmayan bir pişmanlıktır. Dünyadaki elde edilen menfaat ve lezzetlerin hepsi geçici ve sınırlıdır. Yüce Allah yine manen bizi rahmetiyle ikaz ederek şöyle buyuruyor.“siz dünya malını istiyorsunuz; oysa Allah ahireti kazanmanızı ister.”4Dünya hayatı ve içindeki her şeyin geçici olduğunu yüce Rabbimiz bizlere bildirmiştir. Dünyanın, ahireti kazanmak için bir vasıta olduğunu gaye olmadığını, inananlara; “sakın dünya hayatı sizi aldatmasın, Allah’ın rahmetine güvendirip de şeytan sizi kandırmasın”5ayet-i kerimedeki uyarıyı kulağımıza küpe etmek bizi mağfirete mazhar kılacaktır.
Dünya hayatına meyledip ahireti unutanlar başlarına sardıkları belanın büyüklüğünü ve iflasın dehşetini ancak ahirette anlayacaklardır. Bu da geri dönüşü ve telafisi olmayan hazin bir sonuçtur. Burada Hz Osman (r.a.)’ın şu sözü konuya gayet açıklık getiriyor. “Allah size bu dünyayı onunla ahireti kazanasınız diye verdi. Ona meyledesiniz diye değil.”6 Dünyada almış olduğumuz her bir lezzet ve menfaat bizi dünyaya değil ahirete bağlamalı; O halde buradaki lezzetlerin bir numune olduğunu idrak edip ahirette bizlere asıllarının verileceği inancından vazgeçmemeliyiz.
Dünya hayatı her birimiz için ahirete açılan kapılardır. O kapıların ardında bizler için hazırlananlar bu dünyada kendi yapıp ettiklerimizdir. Yani bu dünya hepimiz için bulunmaz büyük bir fırsattır. Madem hepimiz daha iyiye, en güzele talibiz; O zaman bize verilen nefesler tükenmeden, yüce Allah bizden emanet olarak verdiği canı almadan gereği gibi çalışmalıyız. Mümin kalben ahirete bağlanmalı; dünya hayatı ve içindeki ziynetler müminin kalbine girerse dünyası ve ahireti hüsrana doğru yol alır.
Evet insanın hayat apartmanı bir gün yıkılacak. Sermayesi bulunmazsa zayi olacak. Madem dünya bir gün bize kulağını kapatacak feryatlarımızı duymayacak, o bizi terketmeden manen biz onu terkedelim. Şu dua ile dünya ve ahiretimizi mamur edelim."Allah'ım! Bize dünyada iyilik ve güzellik, ahirette de iyilik, güzellik ver. Bizi cehennem azabından koru."7 amin
1Al-i imran 14.
2Mümin 39
3En’am 32
4Enfal 6
5Fatır 5
6İbn Ebi’d-Dünya, Mevsu’a 1. 77
7Bakara 201.