BU AY NASIL GEÇECEK?
Acaba müslümanların kan ve gözyaşı altında nasıl bir ramazan ayı geçireceğiz?
Geceleri sahura kalkarken önümüzde türlü türlü nimetlerden, istediğimiz kadar yedikten sonra “Niyet ettim Allah rızası için yarınki ramazan orucunu tutmaya mı” diyeceğiz.? Gün boyunca niyetliyiz düşüncesiyle dikkat edeceğiz orucumuz bozulmasın diye. Akşam iftar için hangi yemekleri yapsak, iftarımızı neyle açsak diye mi geçecek bu ay. Belki de akşam, iftar sofrasına mideyi doldurmaktan başka hiçbir şey düşünmeden mi oturacağız?
İslam ümmeti için nasıl geçecek bu ay çok merak ediyorum. Bu ay bizim dirilişimize vesile olacak mı? Ya da o kadar çok derin bir uykumuz var ki bu ramazanda mı uyanamayacağız. Bu sefer de uyanamazsak peki uyanış ne zaman... Ramazan halden anlamak değil miydi? Kimlerin halinden anladık ya da anlayacağız? Sadece kendi midemizin halinden mi anlayacağız? nasıl da akşama kadar aç ve susuz kaldı.
Bu kadar mı? Hani oruç günahlardan beri olmak için çaba sarf etmekti. Hangi günahların kapısına kilit vurduk veya vuracağız? Gıybet, iftira, komşu hakkı, boş sözler, yalan... bunlar hala var mı hayatımızda? peki sadece bunlara mı kilit vuracağız? En önemlisi aylardır dökülen müslümanların kanları karşısında susmaya kilit vuracak mıyız? Sizce bu kadar susmak yetmedi mi? Artık konuşmanın, bir şeyler yapmanın vakti geçmedi mi? Geldi de geçti... Oruç ile ağzımız sadece yeme içme ve günahlara mühürlüdür. Zülme ve zalimin yaptıklarına karşı ağzımız açık olmalıdır. Dilimiz lal olmamalıdır.
Sizce dua sadece elleri açıp her şeyi Allah’tan istemek midir? Biz oturduğumuz yerden her işi Yüce Allah’a havale edelim ve yapılan hiçbir faaliyette etkimiz ve katkımız olmasın. Kendimize soracağımız daha çok soru vardır. Yüce Allah bize sormadan biz kendimize sorup cevaplarını bulalım. Bu sene ramazan ayının teması “AHRET BİLİNCİ” olarak belirlendi. Bizde olacak mı bu bilinç? Bu ramazan bizlere neler katacak? Alın bize fırsat; birlik olmak, zulmü durdurmak, zulmün karşısında dik durup imanımızın kalitesini ortaya koymak için var gücümüzle gayret edelim.
Bu ay camilerde yapılacak olan mukabelelerde; “Zulmedenlere meyletmeyin. Yoksa size de ateş dokunur.”( Hud 113.) “Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve savaş atları hazırlayın” ( Enfal 60.) ayetleri gibi düşmanın karşısında mağlup olmamak adına daha birçok ayet-i kerimeleri okuyacağız. Mesele sadece okuyup geçmek olmamalıdır.
Oturup kur’an’ı hakkıyla okuyanlar oturmaya devam etmezler. Çünkü kur’an onlara kalkın, uyarın, zalimlerden olmayın, safınızı belli edin, tüm kuvvetinizle Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, uyarılarını yapıyor. Bu uyarıları bu ramazanda yine okuyacağız. Ama anlamını bilmediğimiz için sadece dilimizle okuyup geçeceğiz. Ve oturmaya devam edeceğiz. Halbuki yüce Allah gönderdiği kitabın anlaşılmasını istiyor. Bu kitabı iyi anlarsak düşmanın sayıca üstünlüğü asla bizleri sarsmaz. Zafer daima bizlerin olacaktır. Ama anlamını bilmeden yaptığımız okuyuşlar hedefine varamadan düşen ok gibi yarım kalır.
Rabbim bu mübarek ayın, hürmetine bizleri ayağa kaldıracak, harekete geçirecek bir iman ve bize düşman karşısında dimdik durabilme kuvveti versin. Amin.