ALLAH’I GÖRDÜNÜZ MÜ ?
Ey yeryüzünde ilahi mesaja muhatap olan insan; akıl hazinesinden faydalanıp seni yaratanı dünya gözüyle gördün mü?
Belki de bu soruyu bir çoğumuz görmedik diye cevap veririz. İnancımız gereği her yerde olan Allah’ı görmemek veya görmüyormuş gibi yaşamak sizce tuhaf değil mi? Allah’a inanan biri Allah’ı ihmal ettiği, dünya işlerini kendisi ile rabbi arasına koyduğu her an, maalesef Allah’ı görmüyormuş gibi hayat yaşamak zorunda kalır. Gözlerin yaratılış amacı sadece geçici bir hayatın güzelliklerini görmek midir? yoksa o güzelliklerin üzerindeki mührü görüp her şeyin tek sahibi olan Allah’ı bulup ona teslim olmak mıdır? Yaratılan tüm güzellikleri, görüp onlardan faydalanmak, onu yaratanı görmemek ve teşekkür etmemek akıllı bir varlığı, akıl nimetinden mahrum eden bir durumdur. Peki Allah’ı nasıl görebilir? İşte yöntem...
İhsan: “Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor.” (Buhârî, Îmân 37) İnanan insan yaptığı tüm eylemlerde Allah rızasını gözeterek ve Allah’ın kendisini o anda gördüğünü bilerek hareket etmesidir ihsan. O’nun kameraları her yerdedir. Bizi gözetleyen muhafızları vardır.
Kendisini görmemiz için vermiş olduğu bu gözlerle onu görmeden bu dünyadan gitmek bizim için büyük bir kayıp olur. Müminin uzuvları ahiret merkezli çalışmalıdır. Dünya ikinci sırada gelir. Mümin, duyduğu gördüğü, konuştuğu, kısacası bedeniyle yaptığı tüm iş ve eylemleri ahiret odaklı düşünerek yapmalıdır. Gözleriyle Allah için bakan, kulaklarıyla Allah için duyan, diliyle Allah için konuşan biri Allah’ın her yerde hazır ve nazır olduğuna gerçek manada iman etmiştir. Gözlerini ahiret süzgecinden geçiren mümin, her yerde Allah’ı görür. Çünkü kainatın sahibi yaratmış olduğu her şeyin üzerine kendi mührünü vurmuştur. Yaratılan her şeyin üzerinde Allah’ın imzası vardır. Bunu görenler dünyada Allah’ı görüyor demektir. Kainattaki her şey bizi Allah’a götürür. Ama bizler bir türlü gidemiyoruz. Bize çok yakın olan rabbimize maalesef uzak düşüyoruz. Bunun da sebebi Allah ile aramıza dünyayı koyduk. Dünya bizimle Rabbimiz arasına perde olduğu için O’nu göremiyoruz. Allah ile buluşmak O’na kavuşmak için bir an önce o perdeyi kaldırmak lazımdır. Dünya perdesi çok kalındır onu kaldırmak çok zordur. Belki de yüce Allah bize verdiği göz, kulak, el, ayak gibi organları; birini dünya için diğerini de ahiret için kullanalım diye vermiştir. Mümin dünyada rızkını ararken asla Allah ile olan bağını koparmamalıdır. Daima o bağı güçlendirecek halis ameller yapmalıdır. Böyle yaptığı sürece dünya perdesi asla onunla Allah arasına girmez. Rabbiyle vakit geçirir. Baktığı her yerde O’nu görür. Bundan dolayı Allah namına alır, Allah namına verir, Allah namına hareket eder.
“Ey sonsuz kerem ve ihsan sahibi Rabbimiz! Bizi, seni hakkıyla gören, sana hakkıyla ibadet edenlerden eyle”. Amin.