Bir ülkede, herkesin görev ve sorumluluğunu bilip yerine getirmesi, insan hak ve hürriyetlerinin gözetilmesi, demokratik kuralların yerleşmesi ve uygulanması, çağın gerektirdiği hamlelerin yapılarak ekonomik kalkınmanın sağlanması için eğitim; eğitimin de istenilen seviyede verilmesi için donanımlı, itibarlı ve mesleğinin gereklerini yerine getiren öğretmenlerin olması şarttır.
Çağı yakalamanın en önemli yolu, çocuklarımızı çağın gerektirdiği eğitim-öğretimden geçirmektir. Onları, makûs talihimizi yenecek bilgi ve becerilerle donatmak, milli ideallerle yoğurmaktır. Bu konuda en büyük görev öğretmenlerimize düşmektedir. Öğretmenlerimiz kendilerini, birilerinin güdülemesini beklemeden çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmalıdırlar. Öğretmenler toplumun yol göstericileridir, her bakımdan toplumun önünde olmalıdırlar.
Elimizdeki malzeme kaliteliyse, gerekli araç gerecimiz tamsa gerisi ustanın maharetine kalmıştır. O malzemeyi şekillendirmek ustanın görevidir. Elimizdeki malzeme öğrencilerimiz, ustalarsa, onları şekillendirecek olan öğretmenlerimizdir. Öğretmenlerimizin bir hattat, bir nakkaş, bir heykeltıraş, bir kuyumcu hassasiyetiyle çalışarak ellerindeki malzemeye şekil vermeleri gerekmektedir. Hata yapmak gibi bir hakları ve lüksleri yoktur. Zira yapacakları en küçük bir hata bir neslin mahvına sebep olacaktır.
Mezun olduğu yıllardaki bilgilerle yetinen, yıllar geçmesine rağmen bilgi ve becerilerine yeni bir şeyler eklemeyen, öğrenmeyi bırakıp mevcutlarla yetinme çalışan öğretmen, toplumun da öğrencisinin de gerisinde kalır. Onlara verebileceği bir şey olmayınca, itibarı zedelenir, saygınlığını yitirir. Toplum içine girince hürmet edilir, parmakla gösterilirken birden bire fark edilemez veya önemsenmez hale gelebilir. Öğretmen kendisinin ve mesleğinin itibarını korumalıdır. Bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır.
Öğretmenlik mesleğinin itibarını korumak sadece öğretmenlerin görevi midir? Hayır! Öğretmenlerin olduğu kadar üniversitelerin ve yöneticilerin de sorumluluğu vardır. Kırk günde öğretmen yetiştirilebildiğini sanan siyasilerin; rakiplerine fark atmak düşüncesiyle, peynir-ekmek dağıtır gibi Pedagojik Formasyon dağıtan üniversitelerin; sınav endişesiyle, öğretmen adaylarını hayata ve mesleğe hazırlamaktan çok KPSS’ye hazırlayan fakültelerin, öğretmenlik mesleğinin itibar kaybetmesindeki payı görmezlikten gelinemez.
Hemen hemen her meslekten üniversite mezunlarını öğretmen olarak istihdam ederek, öğretmenliği bir meslek olmaktan çıkarıp, onu sıradan bir devlet memuriyeti haline getirenlerin de günahı az değildir.
Toplumun en büyük düşmanının cehalet, cehaletin de en büyük düşmanının öğretmen olduğunu biliyoruz. Cehaleti güçlendirecek, öğretmeni güçsüzleştirecek tutum ve davranışlardan vazgeçmeliyiz. Böyle bir teşebbüste bulunanlara fırsat ve imkân vermemeliyiz.
Cehalet, en büyük düşmanı öğretmenleri alt etmek, onlara galebe çalmak için elinden geleni yapacaktır. Kin ve nefret silahını kullanıp, empati, diğergamlık, kadirşinaslık karakollarını yok edecek, sevgi, hoşgörü, muhabbet kalelerine saldıracaktır. Bu saldırılarda şeytanın silahları ile silahlanacak, lojistik desteği şeytanlaşmış insanlardan (!) alacaktır.
Bu savaşta yetkililerin görevi öğretmenlerin yanında yer almak, onları yalnız bırakmamaktır. Öğretmeni, cehalet düşmanı karşısında en modern silahlarla donatmaktır. Cehaletin, öğretmenler arasında taraftar bulmasına müsaade etmemektir. Zira öğretmenlerle ittifak kuran cehaleti yenmek mümkün değildir.
Bir kez galebe çalmaya görsün bu meret. Kısa sürede ayrık otu gibi her yanı sarar. Memleket, “Her şeyi bilen (!)” cahiller güruhu tarafından istila edilir. Akıllar kiraya verilir, beyinler düşünemez, idrak kaybolur, idealler törpülenir, hafızalar silinir; geçmişle gelecek arasındaki köprüler yıkılır, geleceğe ait umutlar yok edilir. Az bilip çok inananlar, iplerini elinde tutanların gönüllü silahşorlarına dönüşür, ‘Mankurt’laşırlar. Mensubu oldukları medeniyetin güzelliklerini kendi elleriyle yok ederler. Üstelik bunu bir ibadet vecdiyle yapar, efendilerine itaat etmenin mutluluğunu yaşarlar.
Allah, öğretmenlerimizi, cehaletle ittifak yapmaktan; milletimizi de cehaletle ittifak yapan öğretmenlerden korusun.