Kitapla okuru, yazarla okuru buluşturan güzel organizasyonlardır kitap fuarları. Onlarca yayınevi, binlerce kitap… En önemlisi hepsini bir arada görme ve istediğiniz kitaplara kolayca ulaşabilme imkânı sağlaması. Fuara özel indirimler de okura sağladığı avantajlardan biri. Yediden yetmişe herkese hitap eden ürünler mevcut. Okuduğu kitabın yazarı ile birebir görüşme, konuşma, resim çektirme, kitap hakkında yazarından bilgi alma bir başka güzellik katıyor, kitap fuarlarına.
Son üç yıldır Ankara’da düzenlenen kitap fuarına katılır, imza günü düzenlerim. Bu yılki, yani 12. Ankara Kitap Fuarı, 16-25 Şubat 2018 tarihleri arasında Ankara Büyükşehir Belediyesi, Milli Eğitim Bakanlığı, KOSGEB, Radyo 7, Avrasya Yazarlar Birliği ve üyesi olduğum meslek Birliği: İLESAM ( İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği)’ın katkılarıyla Eylül Fuarcılık tarafından düzenlendi.
İLESAM’ın biz üyelerine sağladığı imkânlar sayesinde okuyucularımızla buluşuyor, kitaplarımızı imzalıyoruz. Bu yılki fuar da daha öncekiler gibi bir hayli kalabalık. Hani derler ya, ‘iğne atsan yere düşmez’ diye, aynen öyle. Mahşeri bir kalabalık var ATO CONGRESİUM’da. Hemen hemen her yaştan insan görmek mümkün. Kitap standlarını gezen, aradığı kitabı bulmaya, yazarına kitap imzalatmaya çalışan heyecanlı okuyucular…
İlkokul, orta okul, lise, üniversite öğrencileri gruplar halinde fuara akıyor. Fuar organizasyonunun tahsis ettiği otobüslerin yanında okul servis araçları da durmadan öğrenci taşıyor, fuar alanına. Annesinin veya babasının elinden tutmuş, satndları dolaşan minikler ayrı bir güzellik katıyor ortama. ATO CONGRESİUM’da hareket var, coşku var, heyecan var.
Gençlik okuyor, hem de bilinçli olarak okuyor. Bir zamanlar otobüste, metroda, parklarda elinde kitap olan birini görmek pek rastlanacak bir durum değildi. Bugün cep telefonu kadar olmasa da parkta otururken, otobüs veya metroyla yolculuk yaparken kitap okuyan onlarca insana rastlamak mümkün. Bu durum ülkemiz adına sevindirici bir gelişmedir.
Kitap imzalatan öğrencilerin heyecanını, gözlerindeki ışıltıyı görünce, ülkemin aydınlık geleceğine olan inancım perçinleniyor, umudum pekişiyor, yazma şevkim artıyor. Geleceğe yönelik planlarımı yeniden gözden geçirmem gerektiğine inanıyorum. Okuyucunun beklentilerine cevap verme, daha sonraki yıllarda karşısına yeni eserlerle çıkma sorumluluğu yükleniyor omuzlarıma.
Fuar alanından ayrılırken yıllar önce yazdığım bir şiirimden mısralar dökülüyor dudaklarımdan:
Ben bir öğretmenim
Kuş uçmaz, kervan geçmez dağ köylerinde
Unutulmuş, garip vatan köşelerinde
Bir ışık ararım, bir huzme ışık
Yolumuzu aydınlatsın diye
Işıl ışıl yanan çocuk gözlerinde.
Ben öğretmenim.