~~19 yıl önce bir sitemim vardı. Şimdi çok şey değişti. Ahlat, artık emin ellerdedir. İnşallah Ahlat’ın ve Ülkenin geleceği aydınlık olacaktır.
AHLAT SİZE AĞLIYOR
Bugün böyle mahzun,
Garip durduğuma bakmayın,
Sitemim var size,
Küsüm de ondan gülmüyorum,
Hayattan vazgeçtim sanmayın,
Hergün yeniden
Yeniden diriliyorum.
Ama içimde bir hüzün var
Geçmişe ait özlemim
Eski günlerimi hatırladım
Onun için ağlıyorum.
Kardeşlerim Belh ve Buhara
Selam göndermez oldular
“Kubbet-ül İslâm”dık bir zamanlar
Nur saçardık o çağda
Üç kardeş gibiydik alemi İslâmda
Bizi, kimler, niçin ayırdılar?
İlk Türk mührü bana vurulmuştu
Bizans’a giden yol benden sorulmuştu
Açılan kapısıydım Anadolu’nun
Erenler bağının, Yesevî Yurdunun.
Gelen göçleri ben karşıladım
Ev sahipliği yaptım onlara
Yavrum diye bastım bağrıma
Onları ben ağırladım.
Ahlatlı olsunlar,
Burda kalsınlar istedim.
Çoğu konup göçtüler,
Yuvadan uçan kuş misali,
Bir bir terk ettiler beni.
Kimi Halep’te kimi Şam’da,
Musul’da, Kerkük’te yerleştiler,
Kayı Boyu, Söğüt’tedir dediler.
Ya beşiğini salladığım,
Ertuğrulum, Osmanlarım nerdeler?
Gözüm yollarda yıllardır bekledim,
Bekledim ama dönmediler.
Van Gölü kabardı, taştı,
Sel gibi akan gözyaşlarımdan
Ne zamandır haber beklerim
Haber beklerim gardaşlarımdan.
Alparslan’ı görürüm bazen
Beyaz bir at üstünde
Şu karşı tepeden
Abdurrahman Gazi’den
Beni selâmlar
Beni selâmlar, Malazgirt’te yatanlar.
Mezar taşlarıma bir bakın
“Orhun” daki kitabeler gibidir.
Kümbetlerim Anadolu’ya serpilmiş
Ecdat kokan toprağım
“Türkiye’nin tapu senedi”dir.
Depremler yıktı, yangın kavurdu.
Hazan esti külüm savurdu
Hiçbiri zoruma gitmedi
Asıl beni vefasızlık vurdu.
Bundandır size sitemim
Bunun için küsüm
Eski günlerimi hatırlıyorum
Kendime değil, size ağlıyorum.
Tapusuna sahip çıkmayan bir ülkenin,
Geleceğinden korkuyorum.
Kendime değil,
Size, size ağlıyorum.
Ahmet Alptekin
(Ankara-1999)