Milletin iradesi demokrasi zaferini getirdi. Ülkemizin 81 ilinde olduğu gibi, ilçemiz de de her fikirden insan demokrasi nöbeti için sokaklardan ayrılmadı. Hiçbir siyasi güç bu kadar insanı bir araya getiremezdi. Ama konu vatan ve demokrasi olunca, cuntacılara karşı durmak gerektiği inancı hakim oldu.
Tarih boyunca Devletimiz ne kadar güçlü olduysa, akabinde vatan hainleri de hızla töredi. Hiçbir savaşta milletin meclisi bombalanmamıştı. Kendi halkına kurşun sıkan bir zihniyet ile tanışmamıştık. Belki bütün hesaplar yapılmıştı lakin Allah’ın hesabını gözden kaçırmıştılar. Yüce Allah her zaman olduğu gibi Türk halkının basiretini açtı, mazlumlara acıdı ve zalimlerin hesaplarını başlarına ters döndürdü.
Ezelden ebede kadar var olan Devletimiz, yine daha güçlü daha vakur çıkacak. Buna inancımız tamdır. Bizleri ve milletimizi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum. Rabbim ülkemize böyle acı günleri bir daha yaşatmasın. Ve Necip Fazıl Kısakürek'in hazırlamış olduğu Ulu Hakan II.Abdülhamid Han adlı kitabında geçen bu duayı tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum. İşte Abdülhamid Han'ın Duası;
Allahım helal etmiyorum!
Şahsımı değil, milletimi bu hale getirenlere, hakkımı helal etmiyorum!
Beni, benim için lif lif yolsalar, cımbız cımbız zerrelerimi koparsalar, sarayımı yaksalar, hanümanımı, hanedanımı söndürseler, çoluğumu gözümün önünde parçalasalar helal ederdim de Sevgili’nin (SalAllahu Aleyhi ve Sellem) yolunda yürüdüğüm için beni bu hale getiren ve milletimi ateşe atan insanlara hakkımı helal etmem!
Allahım! Mukaddes isimlerine kurban olduğum Allahım!
Ya Âdil!
Bana “Kızıl Sultan” adını takan ve devrilmem için ellerinden geleni yapan Ermenileri, şimdi beni devirenlere parçalatıyorsun!
Bu cellatları da, kim bilir, kimlere parçalatacaksın?..
Fakat yâ Rahman!..
Adaletinle tecelli edersen hepimiz kül oluruz!
Bize acı!
Resûlünün, Sevgilinin, Kainatın Efendisinin nurunu kaydeder gibi olduğu için bu hale gelen millete, rahmetinle, fazlınla, lütfunla tecelli et!
Yâ Kâdir!
Kundaktaki yavruyu gagasına almış, kaçıran leş kuşunu düşürüp çocuğu kurtarmak ancak senin kudretine sığabilir. Leş kuşlarının gagasında kundak çocuğuna dönen milletimi kurtar Allahım!
Ya Ma’bud !..
Ömrümde tek vakit farz namazı kaçırdığımı hatırlamıyorum!
Ama tek vakit namazım olduğunu iddiaya da nefsimde kuvvet bulamıyorum!..
Huzurunda eğileceğime kaskatı kalıyorum ve duada ruh teslim edeceğime yatağımda kıvranıyorum! Sana kulluk gösteremeyen bu kulunu affet Allahım! Eğer, yılları tesbih dizisince süren hükümdarlığımda Seni bir kere anabildim, Resûlüne bir an bağlanabildimse, duamı, o bir kere ve bir an yüzü suyu hürmetine kabul et!
Yâ Sübhan!
Şu titrek elleri, Kıyamet gününde sana “Ümmetim, ümmetim!” diye yalvaracak olan Habibinin eteğinde, şimdi “Milletim, milletim!”diye dilenen bu ihtiyarın duasını geri çevirme! Milletimi evvelâ “Ba’sü ba’de’l-mevtsiz” bir ölümle yok etmeye götüren sahte kurtarıcılar ve sahte kurtuluşlardan kurtar; ve ona bir gün gelecek kurtarıcıları, gerçek kurtuluşu nasib eyle!..
Benim artık bu dünya gözüyle görebileceğim hiçbir saadet ümidim kalmadı.
Bari felâketi olsun bana daha fazla gösterme Allahım!
Ayakta duramaz, haldeyim!
Vadem ne gün dolacak Allahım?..
Necip Fazıl Kısakürek
(Ulu Hakan II.Abdülhamid Han)