Ne efsûnkâr imişsin âh ey didâr-ı hürriyet
Esîr-i aşkın olduk gerçi kurtulduk esâretten
(Ey hürriyetin güzel yüzü, sen ne büyülü imişsin! Gerçi esaretten kurtulduk ama bu kez de senin aşkının esiri olduk.)
Namık Kemal'in meşhur Hürriyet Kasidesi'nden aldığımız bu dizeler, içerdiği derin manalarla bizi düşündürüyor. Özgürlüğün büyüsüne kapılıp aslında onun esiri olduğumuzu düşününce fark ediyoruz.
Özgürlük, bir eylemi kimseye bağlı olmadan yapabilme yetisidir. Dışarı çıkabilmemiz, gönlümüzce seyahat etmemiz, okula gidebilmemiz; özgürlüğümüzdür. Elbette insanlar bütün eylemlerinde özgür değildir. Herkes her eyleminde özgür olsaydı, dünya yaşanacak bir yer olmazdı. Güçlü olan zayıf olanı ezer, kan gövdeyi götürürdü.
Zamanla zayıf insanlar; güçlülerin demir yumruğunu ortadan kaldırmak, egemenliklerine son vermek için bir araya gelmiştir. Bu birleşme sonucunda "devlet" dediğimiz organizma meydana gelmiştir.
Devlet sabittir, değişmez kuralları vardır. Devletin yönetim biçimi zamanla değişebilir. Devlet yetkilerini kullanan organ, hükümet, değişir. Devlet, çeşitli yönetim biçimleriyle insanların özgürlüklerini çerçeveler. Monarşi, oligarşi, cumhuriyet gibi birçok yönetim biçimi vardır. Günümüz şartlarıyla ve insan onuruyla en çok bağdaşan yönetim biçimi ise cumhuriyettir.
Cumhuriyet, insanın özgürlüğünü en az kısıtlayan, bireye "birey" olma olasılığını en çok tanıyan yönetim biçimidir. Cumhuriyet; bu kısıtlı kısıtlamayı usulüne uygun, halkın istediği şekilde, halkla, yasalar çerçevesinde yapar.
Halk, devletin en temel unsurudur. "Devlet" kavramını oluşturan halktır. Cumhuriyet rejiminde, devleti yöneten yine halktır. İnsanlar, özgürlüklerine kavuşabilmek için devlet kurmuş, devlet yıkmış, isyan etmiş, zafer kazanmışlardır. Cumhuriyet ise uğuruna en çok savaşılmış yönetim biçimidir, diyebiliriz.
Bizim atalarımız da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün izinde özgürlükleri, dolayısıyla cumhuriyet için savaşmışlardır. 16 Türk devletinin kudretinin gücünü hissederek 623 yıllık köklü bir devleti sonlandırıp nur topu gibi yeni bir devlet kurduran rejim, CUMHURİYET olmuştur.
Bundan dolayıdır ki “özgürlük”, “devlet”, “cumhuriyet” kavramları birbirleriyle doğrudan bağlantılıdır.
Bizim üzerimize düşen; atalarımızdan bize miras kalan bu toprakları, özgürlüğümüzü, devletimizi, cumhuriyetimizi sonsuza kadar elimizde tutmak; bu bilinci bizden sonrakilere miras bırakabilmektir.
Hepimizin vücudu elbet bir gün toprak olacaktır, fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.
Hayatımızın her alanında bize ışık tutan Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün her zaman aklımızda olan bir sözüyle daha bitirmek istiyorum yazımı:
"Gençler, cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz. Siz; almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz."
Emanete sahip çıkmak, Atamızın izinden ayrılmamak dileğiyle... Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun. Esen kalınız...
ÖZGÜ GÜLSAR
MARMARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
[email protected]