Ahlat bugün bir başka güzel!
1071 Ahlat-Malazgirt Zaferinin 949. Yıl dönümü kutlamaları büyük bir coşkuyla başladı. Yurdun dört bir yanından gelenlerin yanında başka ülkelerden gelen misafirlerimiz de kutlu zaferin coşkusuna iştirak ediyorlar. Dünya çapında bir üne sahip “Türk Yıldızları”nın, Ahlat-Malazgirt semalarındaki muhteşem gösterileri, dosta güven verirken düşmana korku saldı.
Kutlu zaferin 949. yılının biz Ahlatlılar için farklı bir anlamı daha var: Geçen yılki kutlamalar sırasında Sayın Cumhurbaşkanımızın müjdesini verdiği “Ahlat Cumhurbaşkanlığı Köşkü” bugün açılıyor.
Köşk, yetkililerin ve çalışanların özverili gayretleriyle bir yıl gibi kısa bir sürede tamamlandı. 949. yıl kutlamalarına yetiştirildi.
Sayın Cumhurbaşkanımız 25 Ağustos akşamı misafirimiz olacak, Ahlat’ta konaklayacaklar.
Mütevazı bir yapı olarak inşa edilen köşkün üstleneceği rol hiç de öyle sıradan olmayacaktır. Darbe teşebbüsleriyle, ayaklanmalarla, işgal provalarıyla ayaklarımızın altından kayıp gitme tehlikesi yaşayan ülkemiz, bu köşkle beraber sağlam bir zemine otur(tul)muştur.
Bu köşkle, “Size öyle bir yurt aldım ki ebediyen sizin olacaktır” diyen Sultan Alpaslan’ın sözü bir daha perçinlenmiştir.
Ahlat, Hoca Ahmet Yesevi dergâhından feyz alan Erenlerin Anadolu’da ilk Türk-İslam mührünü vurdukları yerdir. Bu köşkle, Ahlat’ta hatta Anadolu’da soluklaşan mührün izleri yeniden parlatılmıştır.
Bizler için evlerimizin tapusu ne ise. Türkiye için de Ahlat odur. Ahlat. Türkiye’nin Tapu Senedidir. “Ahlat, Anadolu’nun kapısıdır. Kapı sağlam tutulmalı ki ülke yol geçen hanı olmasın.” Bu köşkle, kapı sağlamlaştırılmış, bin yıllık yurdumuzun tapu senedi olan tarihi eserlerimizin bekçiliği yeni muhafızlarla takviye edilmiştir.
Afrika’da, Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Orta Asya’da yani gönül coğrafyamızda yıkılmaya yüz tutmuş eserlerimizi yeniden ayağa kaldıran; sahipsiz kalmış, kaderine terk edilmiş Orhun Abidelerini ihya eden Gönül Eri, Anadolu’daki, Ahlat’taki Orhun Abidelerini mahzun ve boynu bükük bırakamazdı, bırakmadı.
Selçuklu Mezarlığındaki, her mezar taşı bir abidedir. 4 metreyi bulan boyları, üzerlerindeki şekil ve yazılarıyla günün tarihine ışık tutan bu taşlar uzmanlar tarafından temizlenmekte, üzerindeki yazılar okunarak kayda geçirilmektedir. Kümbetler, camiler, hamamlar, köprüler ve diğer tarihi eserler daha özenle korunmaktadır.
Bugünden sonra hiçbir şey Ahlat için eskisi gibi olmayacaktır. Yıllardır horlanan, hakir görülen, unutulan, unutturulan; bir zamanların “Kubbet’ül İslam”ı Ahlat, küllerinden yeniden doğacaktır.
Kardeşleri Belh ve Buhara’ya selam gönderecek, Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan ve daha nice Türk yurtlarından gelecek misafirleri ağırlama bahtiyarlığına erişecektir. Türk Dünyasının merkezi olacaktır. Türk Dünyasının problemleri Ahlat’ta tartışılacak, çözüm kararları burada alınacaktır. Zaman zaman dünyanın gözü- kulağı Ahlat’ta olacak, alınan kararlar sadece ülkemizi değil belki dünyayı etkileyecektir.
Türkiye artık eski Türkiye değildir. Şimdi başkalarının belirlediği gündemi takip eden değil, gündem belirleyen bir Türkiye vardır. İçine kapanık, ufuksuz, korkak, silik zihniyetlerin miadı dolmuştur.
Zaman; dünya meselelerine Mete Han’ın, Tanrının Kırbacı Atilla’nın, Sultan Alpaslan’ın, Fatihin, Yavuz’un penceresinden bakma zamanıdır.
Zaman; bizden adam olmaz, yapamayız, yaptırmazlar, müsaade etmezler, bize yedirmezler gibi öğrenilmiş çaresizliği elimizin tersiyle itip, “Dünya beşten büyüktür!” deme zamanıdır.
Ahlat Cumhurbaşkanlığı Köşkü, Ahlat için, Türkiye için, Türk ve İslam dünyası için hayırlı olsun.
Yapan, yaptıran ve yapılmasına vesile olanlardan Allah razı olsun.